Allah Egoist midir? Neden ona ibadet etmizi istiyor ve etmezsek cehennem ile tehdit ediyor?

Allah Egosit midir?
Soru: Allah neden hep onu zikretmemizi onu anmamızı ona dua etmemizi istiyor .Biz
onu zikredersek onun için ne değişir peki onun için hiç birşey değişmiyorsa neden onu zikredip ona ibadet etmemizi istiyor ve ibadet etmediğimiz zaman bizi cehennem ateşi ile tehdit ediyor?
Cevap: Öncelikle bizim Allah’a ibadet ettiğimiz zaman Allah bir şey kazanmaz veya kaybetmez o bizi düşündüğü için ona ibadet etmemizi ister bir örnek ile açıklayayım akılda daha kalıcı olur.
  • Varsayalım ki anneniz kalp hastası eğer onu tedavi ettirmez isen ölecek doktor sana “X” ilacını öneriyor peki doktor sana “X” ilacını tavsiye ettiği zaman bir karı oldu mu hayır, bir çıkarı oldu mu hayır, sadece senin iyiliğin için sana o ilacı önerdi.
– “Egoist” demek, sadece kendini düşünen, kendi menfaatini ön planda tutan, yalnız kendini nazara veren demektir.
Oysa Allah’ın bu kadar nimetleri insanlar için hazırlaması, yeryüzünü bin bir çeşit nimetlerle donatılmış bir sofra halinde sergilemesi, onun kullarına, yaratıklarına, sanatına ne kadar değer verdiğini ve sonsuz rahmetini göstermektedir.
– Allah kendini Samed (İhlas suresi, 2) olarak nitelemiştir. Samed demek, her şeyin kendisine muhtaç olduğu, fakat kendisinin hiçbir şeye muhtaç olmadığı varlık demektir. Hiçbir şeye muhtaç olmayan ve her şeyin kendisine muhtaç olduğu ve kendisinin bütün bu muhtaçların ihtiyaçlarını fiilen yerine getirdiği gözle görülen yüceler yücesi Allah hakkında “egoist” demek, vicdan ve insaf ölçülerinden fersah fersah uzaklaşmak anlamına gelir.
Bu konuda yüzlerce ayetten sadece aşağıdaki ayeti ön yargısız okumanızı tavsiye ederiz:
“Göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün sürelerinin değişmesinde, insanlara fayda sağlamak üzere denizlerde gemilerin süzülüşünde, Allah’ın gökten indirip kendisiyle ölmüş yeri canlandırdığı yağmurda ve yeryüzünde hayat verip yaydığı canlılarda, rüzgarların yönlerini değiştirip durmasında, gökle yer arasında emre hazır bulutların duruşunda, elbette aklını çalıştıran kimseler için Allah’ın varlığına ve birliğine nice deliller vardır.” (Bakara, 2/164)
– Allah’a -haşa- “egoist” diyen insanların varlığı bile, Kur’an’ın defalarca Allah’ın kudretini vurgulamasının ne kadar doğru ve isabetli olduğunun en açık göstergesidir. Bugün binlerce insan hâlâ Allah’ın varlığında, sonsuz ilim ve kudretinde tereddüt gösteriyorsa, Kur’an’daki bu konuların tekrar tekrar vurgulanmasının ne kadar haklı olduğunu göstermektedir.
– Allah, hiç şüphesiz hiç kimsenin ne övgüsünden ne de yergisinden etkilenir. Ancak, o sonsuz rahmetiyle kullarının edepli olmalarını, insan gibi insan olmalarını ve cennet için ortaya koyduğu kriterlere uygun bir performans göstermelerini istediği için, defalarca insanları uyarıyor, kendi isimlerinin tecellilerine dikkat çekiyor.
Mesela -ayet manalarının özetiyle- diyor ki, bakın: bu kâinatı yaratmak sonsuz ilim ve kudreti gerektirir. Madem kâinat var, öyleyse sonsuz ilim ve kudret sahibi Allah da vardır. Öyleyse, bu kâinatın tesadüf oyuncağı olarak ortaya çıktığını düşünerek hem size verdiğim aklınıza hakaret etmiş hem de Allah’ın sonsuz ilim ve kudretini görmeyen bir körlüğe düşmüş olursunuz. Çünkü;
Çok iyi biliyor ve görüyorsunuz ki, bir tek harf yazarsız olmaz, bir iğne bile ustasız olmaz, bir köy bile muhtarsız/idarecisiz olmaz.. Mesele bu kadar açık iken, nasıl olur da -örneğin- yüz trilyon hücreden meydana gelen insan gibi harika bir kitabı yazarsız düşünebiliyorsunuz!..
Nasıl olur da -mesela- kâinat çapında görülen harika sanat tablolarını ustasız olduğu ihtimaline kapılabiliyorsunuz?!.
Ve nasıl olurda -örneğin- milyarlar seneden beri hiçbir trafik kazasına meydan vermeden hareket eden, güneş sistemin -güneşiyle, ayı ile, yerküresiyle, atmosferiyle- yüzlerce hikmetli ve gayeli işleri başarmak için gösterdiği bu harika görev aşkını, ödev performansını tesadüfe verebiliyorsunuz?!.
– Madem -bu saydığımız- ilmi gerçeklerin tanıklığıyla, bu kâinatın/evrenin şahadetiyle Allah’ın sonsuz ilim ve kudreti vardır, öyleyse aynı kudretle sizi tekrar diriltip hesaba çekeceğinden asla şüphe etmeyin. Sonra size yazık olur, bu cehaletinizin cezasını ağır ödeyeceksiniz.
– Şimdi bu kadar önemli bir konuda bu uyarıları tekrar etmeyi Allah’ın kullarına olan sonsuz merhametini düşünmeyip, “egoistlik” olarak değerlendirmenin elbette bir hesabı olacaktır.
– İlginçtir, Kur’an’da sözlü olarak tekrar edilen aynı sonsuz rahmetin ontolojik olarak yapılan tekrarlarına kimse itiraz etmiyor. Örneğin kimse kalkıp da:
“Niçin her gün güneş tekrar edip doğuyor..
Niçin her gün çeşitli nimetler bize ikram ediliyor..
Niçin bizim akciğerlerimiz atmosferdeki oksijen tüpüne bağlanmış her saniye tekrar tekrar nefes almamızı sağlıyor..
Niçin günde bir kaç kez bize su içiriliyor, yemek yediriliyor..
Her gece neden uyutuluyoruz, ardından her sabah tekrar tekrar diriltiliyoruz.. “
diye itiraz etmiyor..
Çünkü bütün bunlar kudreti, hikmeti ve rahmeti sonsuz olan Allah’ın kullarına yaptığı iyilikler olduğunu, bunlar olmadan yaşamanın mümkün olmadığını biliyor da ondan itiraz etmiyor…
– Kur’an’da yer alan her bir tekrar gerçekte tekrar olmayıp, ilgili konuya yeni bir boyut kazandırmaya, işin ehli olanlara daha derin işaretler vermeye, gafil olanları şiddetle uyarmaya yöneliktir.
– Şimdi bir doktor, defalarca bir hastayı muayene etse, tekrar tekrar tahlillerini yaptırsa, günde defalarca bir ilacı almasını tavsiye etse, söz konusu hasta -aklı varsa- bundan memnun olmaz mı?
– Bir anne-babanın o inkâr edilmez şefkatlerinin bir gereği olarak çocuklarını her gün bazı kötülüklerden uzak durmasını tavsiye etmelerini “egoist” olduklarına verilebilir mi?
Bir öğretmenin talebelerine her gün derslerini iyi çalışmalarını söylemesini “egoist” olduğuna yorumlanabilir mi?
Bir komutanın her gün askerlerine talim yaptırması “egoist” olduğuna kanıt gösterilebilir mi?
– Peki her gün defalarca maddi bedenimiz için gıdalar alıyoruz da manevi -rahi, aklî, vicdanî- bünyemiz için maddi gıdalardan daha elzem olan manevi gıdaları, yani Allah’ın o şefkat dolu emir ve yasaklarından ibaret olan Kur’an’da tavsiyelerini nasıl olur da bir fazlalık olarak değerlendirebiliriz?..

– Son olarak söyleyeceğimiz şudur: Önce Allah’a, Resulullah (asm)’a, Kur’an’a iman edelim ki, her gün defalarca kalbimizi tekrar tekrar bozan şeytanın bu gibi vesveselerine set çekelim.
Aynen bu örnekteki gibi de Allah ou zikretmemizi istiyor çünkü bizi seviyor. Bu örnekler daha da çoğaltılabilir eğer tamin olmadıysanız yorumda belirtin.
Konuyu daha iyi ve daha derin öğrenmek için aşağıdaki videoları izleyin.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir