Allah merhametli ise neden Cehennem var?

Allah merhametli ise neden Cehennem var?

Eğer size şöyle bir duyuru yapılsa: “Bir saat içinde şehre yakıp yıkıcı bir kasırga gelecek, eşyalarınızı toplayın ve şehri terkedin!” Bu duyuruya verilecek mantıklı bir yanıt ne olabilir?
A şıkkı: “Ah inanmıyorum ya, kasırgalardan nefret ederim! İnanamıyorum buna ya! Unut gitsin, bir Allah varsa neden böyle bir şey yapıyor ki, biz kasırga hak edecek ne yaptık, ben buna inanmıyorum. Kasırga geldiğine falan inanmak istemiyorum, kasırgalardan nefret ederim, unut gitsin!” dersin.
B şıkkı: Sen istesen de istemesen de, bir saat içinde bir kasırga gelecek ve bütün şehri yok edecek. Bu yüzden eşyalarını alıp toz olursun.
Bizim inancımıza göre, Allah kıyamet gününü yarattı, cenneti yarattı, ve evet, cehennemi de yarattı. İstediğin kadar ağlayabilir, şikayet edebilir, “İnanmıyorum uff nasıl olur! İstemiyorum!” diyebilirsin, istediğini yap, bu hala böyle. O gün hala var. Ve hala da yaklaşmakta. Cehennem hala var. Yokmuş gibi davranabilirsin, hatta bu belki seni geçici bir süre mutlu da eder, ama yokmuş gibi davransan da derinlerde bir yerde bunun geleceğini bilirsin. Herkes bir gün öleceğini bilir.
Allahu Teâlâ, Kuran’da kıyamet günü hakkında, cehennem hakkında çok çok korkunç, feci bir şekilde ürkütücü tanımlar yapmış, onu çok korkunç grafiklerle anlatmıştır. İnsanların yüzüne kaynar su, kaynar irin kaynar kan dökülüyor, insanlardan rosto yapılıyor, cehennemin kendisi bile ateşten korkuyor, ateş ‘daha yok mu’ diyor, acımasız zebaniler duruyor başında, deriler yanıyor sonra yenileniyor tekrar yanıyor, kişi cehennemin dışından en ufak soğuk rüzgarın birazını hissediyor ve ‘ben galiba en kötü yerde olmalıyım’ diyor, kişi ateşte yanıyor, ‘su görüyorum orada’ diyor, su daha iyidir deyip suya gidiyor ve kaynar suyun içine atılıyor, ‘hayır, ateş daha iyi, ateşe gideyim’ diyor ama ateşte derisini yüzüyor, sonra tekrar suya gidiyor, bu ikisi arasında tavaf ediyor ve daha bir çok grafik tasavvurlar… Bunların hepsi Kur’an’da geçer. “Biraz sonra gelecek ayetler şu şu şu yaş çocuklar için uygun olmayan görüntüler içeriyor” der gibi neredeyse. Televizyonda o görüntüler olsa dersin ki “Bunu kim televizyona koyar ki” ve hemen kanalı değiştirirsin.
Şöyle ki, aynı kıyamet günü, aynı şekilde diğer Peygamberlere (aleyhumusselam) de verilmişti. Çünkü inanç ve ahlak ile ilgili konular hiç değişmemiştir. Aynı şeyler farklı Peygamberlerden (aleyhumusselam) aktarılmıştır. Peki. Kuran’da İsrailoğullarına yapılan eleştirilerden biri de neydi? “Kalpleri katılaştı.” Bizim ise, İslam’dan öğrendiğimiz şey, kalbin yumuşadığı yerlerden biri de ahiretin hatırlatıldığı zamanlardır. Cemaatle kılınan namazlarda -cemaat ne okunduğunu anlıyorsa- , cennet, cehennem, Allah ile buluşma, kıyamet günü ile ilgili ayetler geldiğinde cemaatten ne duyarsınız? Ağlama sesleri duyarsınız. Başka bir deyişle ahiretin hatırlatılmasındaki amaç ne? Kalplerin yumuşaması. Kur’an’da İsrailoğullarına yapılanithamlardan biri de neydi? Kalplerinin katılaşması. Şimdi bu ikisi arasında bir bağlantı bulacaksınız.
Onlar, sistemli bir şekilde, ahiretle ile alakalı hemen hemen her şeyi, kitaplarından sildiler. Aslında bakılırsa Museviliğin hemen hemen her tarikatı, ahiret söz konusu olduğunda sadece cennete inanmaktadırlar. Hatta bazıları, Yahudi olmayan herkesin öleceğine ve yer yüzünde kalacak insanların ise Tanrının buyruklarını takip edenler yani Yahudiler olacağına inanırlar. Yani tüm konsepti sildiler.
Hrıstiyan toplumuna ise uzun yıllar sonra modern zamanda olan şey şu ki; televizyonu açıp onların en ünlü şovlarını izlerseniz (the simpsons, family guy, south park gibi), sürekli dalgası geçilen şey nedir? Tanrı, cennet ve cehennem. Cehennemde iki boynuzlu her yeri kırmızı bir şeytan figürü, ateş, cehenneme gidip birilerine azap edip geri gelen kişiler, bunların hepsi alaya alınır. Onlar için bir şaka olmuştur. Modern film kültüründeki bu şaka haline gelen cehennem algısı nereden geliyor? İncilden. Artık bu eğlence veren bir şey haline gelmiş.
Allah’ın, bize cehennemin tanıtımını vermesi, 1400 yıl geçmesine rağmen Müslümanların cehennemle ilgili şaka yapamaması, O’nun çok büyük bir rahmetidir. Bizden önceki milletler sadece Allah’a inanmayı değil, aynı zamanda ahiret gününü de alaya aldılar ve inanmadılar. Peki sen bu uyarıyı ciddiye alsan da almasan da bu şey yaklaşmıyor mu? Senin, o kadar yıl geçmesine rağmen, hala bu işin ciddiliğinin farkında olman Allah’ın bir lütfu değil midir? Bu bir lütuf mudur bir azap mı? Yine de bazıları Kur’an’daki bu azap ayetlerini okuyor ve “Neden!?” diye soruyor. Buna cevap tâ ilk Peygamberlerin (aleyhumusselam) zamanında söylendi zaten, bu yeni bir şey değil. Hrıstiyanlar “Bizim kitabımızda azap ayetleri yok” diye kendileriyle gurur duyuyorlar. Aslında vardı. Onlar çoğu şeyi yok etti. Bu gurur duyulacak bir şey değil. Ben şimdi bilmeyi, azabın içinde olmaya tercih ederim! Ben şimdi bu tanımları okuyup çıldırıp kendimden geçip de kendime çeki düzen vermeyi, orada son bulmaya tercih ederim.
Şeytanın en büyük ataklarından biri de budur: “Baksana Kur’an cehennemi nasıl da tarif ediyor, bak sana ne yapmak istiyor görmedin mi? Bu nasıl bir Allah da seni böyle cezalandırmak istiyor? Sen ona ne yaptın ki?” Kafanı bu düşüncelerle doldurmak istiyor.
Allahu Teala buyuruyor ki:
“إِلاَّ مَن رَّحِمَ رَبُّكَ وَلِذَلِكَ خَلَقَهُمْ”
“Ancak Rabbinin merhamet ettikleri müstesnadır, zaten onları bunun için yarattı.” Hud/119
ve yine Allahu Teala şöyle buyuruyor:
“لَا يَصْلَاهَا إِلَّا الْأَشْقَى”
“Oraya ancak insanlığın en kötüsü, en berbat kimse atılır.” Leyl/15
Kuran’daki cehennem tasvirleri, Allah’ın rahmetinin bir ürünüdür. Nasıl mı? Rahman suresi, cehennem azabının en korkunç şekilde anlatıldığı yerlerden biridir. Hemen sonra Allahu Teala buyuruyor ki:
“وَلِمَنْ خَافَ مَقَامَ رَبِّهِ جَنَّتَانِ”
“Ve Allah’ın huzurunda durmaktan korkan kimseye iki cennet vardır.” Rahman/46
Şimdi anlaşılıyor mu neden rahmet ürünüdür? Seni bu kadar korkuttum, ve eğer korktuysan, sana iki cennet veriyorum, tebrikler. Buna rahmet denir işte. “Rahmân” ancak buna diyebilirsin. Cehennemi bile rahmete dönüştürene. Diyebilirdi ki ‘ve kim iman ederse’ ya da ‘kim teslim olursa’ ya da ‘kim iyi amel işlerse’. O ne buyurmuş: Kim korkarsa. Ve bizi korkuttu. Seni o kadar çok korkutuyor ki “Hey! Cennet o tarafta. Oraya git” demek için. Subhanallah. Hamdet ki, bu ne olursa olsun gelecek olan gerçeği sana göstermedi, sadece tanımladı.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir