Hadisler Ne Zaman Yazılmaya Başladı?

Hadislerin-Yazılmasına-Ne-Zaman-Başlanıldı

Hadislerin-Yazılmasına-Ne-Zaman-Başlanıldı
(Yazı iki bölümden oluşuyor birinci bölümün kaynakları ve yazıları ayrı ikinci bölümün ki ayrı. İkinci bölümde sahabe ve tabiin zamanında yazılan hadisler ile ilgili eseler mevcut)
1. Bölüm
Hadisler hakkında reformistlerden şu iddiayı hep duyarsınız “Hadisler Peygamberin vefatından 200 sene sonra yazılmaya başlandı, böyle sözlere nasıl itibar edelim” Bu iddia tamamiyle yalan ve eksiktir.
Daha önceleride söylemiştim tekrar tekrar söyleyeyim ateistler ile hadis inkarcılarının aralarında pek bir fark yoktur birsi cımbızlama yapıp Kuran’ı, İslam’ı diğer hadisleri inkar ediyor. Reformistlere işlerine gelmeyen bir ayet söyleyin hemen atılırlar “Cımbızlama yapma diğer ayetlere de bak” ama iş hadislere gelince bunu uygulamazlar işlerine gelen hadisi alır işlerine gelmeyeni almazlar hadisleri topluca değerlendirseler aslında mesele çözülecek.
Önce bir meseleye açıklık getirelim hadisler peygamber efendimiz vefat ettikten 200 yıl sonra yazılmaya başlanmadı bu tamamiyle uydurma bir iddiadır şimdi biraz özet bilgi vereceğim detayına başka bir yazıda değineceğim inşaAllah.
İslâmî kaynakların verdiği bilgiye göre, hadisleri Hz. Peygamber (asm)’den ilk duyup hıfzeden sahâbe neslinin birbir aradan çekildiğini (vefat ettiğini) ve yerlerine kendileri gibi sünneti bilen hafızların bırakılmadığını, ayrıca bid‘atlerin de yayılmaya başladığını gören halîfe Ömer b. Abdulaziz (ö.101/719), bütün vâli ve âlimlere mektup göndererek hadislerin yazıya geçirilmesini emretmiştir. Emrin gereğini ilk gerçekleştiren ünlü âlim imam Zührî (ö.124/741) olmuştur (1).
Burada altı çizilmesi gereken nokta şudur: Zührî’nin gerçekleştirdiği faaliyet -devlet eliyle yaptırılan- resmi tedvîndir. Daha önceleri fertler bazında gayri resmi (devlet eliyle olmayan) kitabet/hadisleri yazıyla kaydetme ve tedvin etme işi hep var olagelmiştir. Abdullah b. Amr b. el-‘As’ın (ö.63/682) bin hadisi ihtiva eden “es-Sahifetu’s-Sâdıka”sı ile Hemmâm b. Münebbih’in (ö.101/719) hocası Ebû Hureyre’den aldığı hadisleri içeren yüz otuz sekiz hadislik sahifesi bunlar arasında en meşhur olanlarıdır (2).
Kaldı ki, Hz. Peygamber (asm) tarafından bizzat yazdırılmış olan bazı vesikalar, mektupların varlığı, yine -yukarıda iki örnek verildiği üzere- onun zamanında bazı sahabilerce yazılmış hadis sahifelerinin bulunduğu bu gün ilmî olarak ispatlanmış ve neşredilmiş bulunmaktadır (3).
Yani 200 sene sonra yazılması meselesi devlet eliyle yaptırılan ilk resmi tedvindir. Devlet eliyle yaptırılmayan gayri resmi olan hadis yazımı zaten hep vardı o yüzden bu iddia yanlış ve eksiktir. 
Mesela Hz. Peygamber s.a.v Efendimizin devrinde bile hadisler yazılıyordu. Biraz aşağıda hangi sahabenin hadis yazdığını ve eserlerini tek tek göreceğiz. Fakat önce Fuat Sezgin’in bu hususta yazdıklarına da bir bakalım:
“Sahifa”siyle en çok meşhur olanların başında Abdullah b. Amr gelmektedir. Hasseten onun sahifesi ‘as-Sadiqa’ diye adlanırdı. Kaynakların bize sakladığı malumata göre, sahifeleriyle meşhur olan sahabe okur, dinleyiciler hadisleri kaydederdi. Bu kayıt işi için lüzumlu kağıt bulunmayınca bazan hadisler ya nalınlara veya ‘alvah’ adı verilen muhtelif yassı maddeler üzerine yazılırdı. Mesela Sa’id b. Cubeyr’in Abdullah b. Abbas’ın sahifasından zaptettikleri bu şekilde idi. Abdullah b. Abbas’ın sadece hadisleri ihtiva eden kitabı değil, aynı zamanda bazı filolojik malumatı havi Kur’an tefsiri de ‘sahifa’ diye adlanıyordu.”[4] Bir de Ebu Hureyre (r.a)’nin Hemmam ibn Münebbih’e yazdırdığı “Sahife”si vardır. Bu “Sahife”nin Şam ve Berlin’de iki nüshası bulunmaktadır.[5]

Şam’da Zahiriye Kütüphanesi’nde muhafaza edilen elyazmasının son sayfasının fotokopisi… 133 no’lu hadisin geri kalan kısmı bu sayfanın başında yazılıdır…

***

[5] no’lu dipnot ile alakalı… Berlin Kraliyet Kütüphanesi Yazmalar Kataloğu, Arapça El Yazmaları Kataloğu’nun kapağı…

***

[5] no’lu dipnot ile alakalı… Hemmam ibn Münebbih’in “Sahife”si 1889 tarihli Berlin Kraliyet Kütüphanesi Yazmalar Kataloğu-Arapça El Yazmaları Kataloğu’nun 183’üncü sayfasında “1384 We 1797” numaradakayıtlı bulunmaktadır…
Ancak bu “Sahife” 1939’da Tübingen şehrindeki kütüphaneye nakledilmiş.[6]
Prof. Dr. Muhammed Hamidullah ise bu “Sahife” hakkında şunları yazmaktadır:
“Hemmam’ın rivayetleri Buhari’nin Sahih’inde ve Müslim’in Sahih’inde bulunabilir ve her ikisi de bizzat Hemmam’ın Sahifesini kaynak olarak gösterirler; insanı etkileyen çok dikkat çekici bir olaydır ki, hem Hemmam ile diğerleri hem de Buhari ve Müslim arasında bir nokta farkı dahi yoktur. Aşağıdaki tabloda Hemmam’ın seri numarasını veriyor, Buhari ve Müslim’deki yerlerini gösteriyoruz. Burada K, kitap (bölüm), B, bab (kısım) ve numara da o kısım içindeki hadis numarasını verir…


…Daha itinalı bir araştırma, bizzat Hemmam tarafından nakledilip Buhari ve Müslim’in eserlerine dahil edilmiş olan başka hadislerin de mevcut olduğunu ve sonuncu kaynakların (Buhari ve Müslim’in) aynı hadisleri başka ravilerden de nakletmiş olduklarını meydana çıkarır.
Her ne olursa olsun, yukarıda verilen birbirine denk rivayetler listesi gösteriyor ki, 138 hadisten 98’i Buhari ve Müslim tarafından, 21’i yalnız Buhari tarafından, 48’i yalnız Müslim tarafından nakledilmiştir.
Hemmam’ın eserini, Buhari’ninki ve Müslim’inki ile mukayese ettiğimiz zaman aralarındaki onca zaman farkına ve ravi nesillerine rağmen bu hadislerden hiçbirinin bir tek kelimesinin bile değişmemiş olduğunu kaydetmek mühimdir. Bu harikulade titizlik ve doğruluk karşısında insanın hürmetle eğileceği geliyor.
Yukarıda verdiğimiz birbiriyle neredeyse eşit rivayetler tablosu, meselenin sadece bir yüzünü ortaya koymak ve yalnız bir örnek vermek içindir. Bu hadisleri Hemmam’a isnat ederek zikreden Ma’mer Cami’inde, Abdürrezzak’ın Musannef’inde vb. izlerini göstermeyi gerekli görmedik.
Bu vesileyle üzerinde durulmadan geçilemeyecek bir husus var. Aşağıda Resul-i Ekrem (s.a.v.)’e atfedilen hadislerin birbirini takibeden ravilerinin bir zinciri var:
– Buhari (el-Cami’ es-Sahih’i basılmıştır)
– Ahmed ibn Hanbel, (Müsned’i basılmıştır)
– Abdürrezzak, (Musannef’i çeşitli elyazmaları halinde mevcuttur)
– Ma’mer ibn Raşid (Cami’inin elyazmaları mevcuttur)
– Hemmam ibn Münebbih, (Sahife’si bu eserde tanıtılmıştır)
Farzedelim ki, Buhari yukarıdaki kaynak zincirine dayanarak bir hadis zikretti. Daha eski kaynaklar elde bulunmadığı sürece şüpheci bir kimsenin şüphe etmeye ve Buhari’nin hakikati söylemediğini, sadece bir rivayet zinciri yahut hem rivayet zinciri ve hem de muhtevasını uydurduğunu iddia etmeye hakkı olabilirdi. Fakat madem ki şimdi eski kaynaklar elimiz altında bulunuyor, artık ‘Buhari onu uydurarak söyledi’ yahut ‘uydurandan işiterek rivayet etti’ demenin, böyle bir şeyi tasavvur etmenin imkanı kalmamıştır.
Bilakis birbiri ardınca gelen bütün raviler zinciri ve hepsi meydana çıkarılmış olan kaynaklar birbiri üzerine eklenerek hadisenin en son noktasına kadar varıyor ve onlara hakikatin ve vakıanın doğruluğu hakkında onay damgası vuruyor. Son zamanlarda bu en eski eserlerin meydana çıkarılmış olmasıyla her birinin doğruluğunu ispatlamak mümkün olmuştur. Insan onların hepsinin kuvvetli delillerle hakiki olduğunu itirafa mecbur oluyor. Bu, sağlam kaynaklara dayanıldığının ve vakıanın başka türlü olamayacağının en şerefli bir ispatıdır.[7]
Dolayısıyla bundan sonra hiç kimse hadislerin haşa yüzyıllar sonra yazılmış ve Imam Buhari ve Imam Müslim’in bunları uydurmuş olduğunu iddia edemeyecektir. Eğer bu yazıyı okuduktan sonra bile bazıları bu iddiada bulunuyorsa, bu durumda onları art niyetli kişiler ve fitneciler olarak görmekten başka bir seçeneğimiz kalmayacaktır.
1: İbn Hacer, Fethu’l-Barî, 1/208
2: Çakan, İsmail Lütfü, Hadis Edebiyatı, s.12
3: M. Hamidullah, el-Vesaiku’s-siyasiye; Çakan, a.g.e
[4] Fuad Sezgin, Buhari’nin Kaynakları Hakkında Araştırmalar, Ibrahim Horoz Basımevi, Istanbul 1956, sayfa 9.
[5] Die Handschriften-Verzeichnisse Der Königlichen Bibliothek Zu Berlin, 8. cild, Verzeichniss Der Arabischen Handschriften Von W. Ahlwardt, 2. cild, A. Asher & Co., Berlin 1889, sayfa 183, numara “1384 We 1797”. (Berlin Kraliyet Kütüphanesi Yazmalar Kataloğu-Arapça El Yazmaları Kataloğu).
[6] Prof. Dr. Harry Harun Behr, “Das islamische Gebet aus religionspädagogischer Perspektive”, (Das Gebet im Religionsunterricht in interreligiöser Perspektive’nin içinde), Frank & Timme Yayınları, Berlin 2014, sayfa 165. Ancak bu kaynakta verilen katalog numarası yanlıştır. Doğru olanını [5] no’lu dipnotta verdik.
[7] Prof. Dr. Muhammed Hamidullah, Muhtasar Hadis Tarihi ve Sahife-i Hemmam ibn Münebbih, (Tercüme eden: Kemal Kuşçu), Beyan Yayınları, Istanbul 2016, sayfa 78-85.


2. Bölüm
Aşağıdaki yazı, S. Kemal Sandıkçı hocanın, “Diyanet Işleri Başkanlığı Yayınları” arasından çıkan “Ilk Üç Asırda Islam Coğrafyasında Hadis” (Ankara 1991) isimli çok kıymetli eserinden kısaltılarak alıntılanmıştır. Bu yazıda, Hz. Peygamber s.a.v Efendimiz hayatta iken ve vefatından sonra bazı sahabeler tarafından kaleme alınmış eserleri kaynaklarıyla açıklıyoruz. Önemine binaen Tâbiin’den de bir-iki alime yer verdik. Esasen Tabiun devrinde yazılmış yüzlerce eser olmasına rağmen bu yazının hacmini fersah fersah aşacağı için bunlara temas etmemeyi uygun gördük. Dipnotlarda kaynakları kısaltarak gösterdik, künyelerini ise yazının sonunda alfabetik sıraya göre dizdik.
***
SA’D B. ‘UBADE 15/636
Rasulullah’dan (as.) işittiği hadisleri yazdığı bir sahifeye sahipti.[1]
Talebeleri:
Abdullah b. Abbas (68/ 687)
Said b. el-Müseyyeb (94/713) ve diğerleri.[2]
Eseri:
es-Sahife.[3]
***
Hz. ALİ 40/661
Hadis rivayetini teşvik ederdi, ancak ihtiyatkar davranır ve rivayet edene bazan yemin verirdi.[4]
Hz. Peygamber’den (as.) 586 hadis rivayet etmiştir.[5] En sahih senedi şöyledir:
Ali —- ‘Abide – – – – Muhammed b. Sirin —- Eyyub[6]
Talebeleri:
Abdurrahman b. ebi Leyla (öl.82/701)
Kays b. ebi Hazim (öl.84 /703)
Said b. el-Müseyyeb (öl.94/713)
eş-Şa’bi (öl.103/721) ve diğerleri.[7]
Eseri:
es-Sahife.[8]
***
EBU HUREYRE 59/677
Rasulullah’dan (as.) bazı hadislerini yazardı; evinde sakladığı bir sahifesi vardı.[9] Hadislerinin bir nüshası Ömer b. Abdülaziz’in elinde bulunmuştur.[10] Diğer bir nüshası da talebesi Beşir b. Nahik tarafından istinsah edilmişti.[11] Ayrıca Mervan b. Hakem’in de perde arkasındaki bir katibe, onun hadislerini yazdırdığı rivayet edilir.[12]
Kendisinden 800 civarında sahabe ve tabiî rivayette bulunmuştur.[13] En sahih senedi şöyledir:
Ebu Hureyre —- İbnu’l-Müseyyeb —- ez-Zühri.[14]
Medine’de vefat etmiştir.[15]
Talebeleri:
Said b. el-Müseyyeb (öl.94/713)
Tavus b. Keysan (öl.106/724)
Muhammed b. Sirin (öl.110/729)
Abdurrahman b. Hürmüz el-A’rac (öl.117/735) ve diğerleri.[16]
Eseri:
es-Sahife.[17]
***
ABDULLAH B. ÖMER 73/693 (Hz. Ömer radıyallahu anh’ın oğlu.)
Hicretten sona Rasulullah’dan (as.) duyduğu bazı hadisleri yazdığı bilinmektedir.[18] Malik b. Enes’in kitapları arasında onun bir sahifesinin çıktığı rivayet edilir.[19] Hz. Peygamber’in (as.) vefatından sonra 60 yıl insanlara fetva vermiştir.[20] Özellikle hadis ilminde mahirdi.[21] Medine ilminin ana rükünlerinden biri idi.[22] 2630 hadis ile, Ebu Hureyre’den sonra, en çok hadis rivayet edendir.
Talebeleri:
Salim b. Abdullah b. Ömer (öl.106/724)
Nafi’ Mevla b. Ömer (öl.107/725)
‘Urve b. ez-Zübeyr (öl.94/713) ve diğerleri.[23]
Eseri:
es-Sahife.[24]
***
CABİR B. ABDULLAH 78/697
Medine’li alim sahabelerdendir, Akabe ehlindendir. [25]
Hz. Peygamber’den (as.) hadis yazmıştır; meşhur bir sahifenin sahibidir.[26] Mescid-i Nebi’de hadis okuturdu.[27] Aynı zamanda fakihti, zamanının Medine müftüsü idi.[28]
Talebeleri:
Said b. el-Müseyyeb (94/713)
‘Urve b . ez-Zubeyr (94/713)
Ata b. Yesar (öl.103/721)
‘Amr b . Dinar (öl.126/744) ve diğerleri.[29]
Eseri:
es-Sahife.[30]
***
‘URVE B. ez-ZÜBEYR 94/713
Medine’lidir, fukaha-i seb’adandır.[31] Hafız muhaddislerdendir.[32] Siyercidir, ilk Meğazi musannıfıdır.[33]Teyzesi Hz. Aişe’nin hadislerini en iyi bilenlerdendi[34], onun hadislerini yazardı.[35] Fıkhı da ondan öğrenmişti.[36] ez-Zühri (öl.124/742) onun için; “Tükenmeyen bir denizdi.”[37] der. Ulemadan olan oğlu Hişam b. ‘Urve (öl.146/763); “Vallahi, biz, onun hadisinin 2000 cüz’ünden bir cüz’ünü bile öğrenemedik.” der.[38] Devrinde Medine’den en derin hadis kütürüne sahip olandı.[39]
Hocaları:
Zeyd b. Sabit (öl.45/665) Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimizin evlatlığı.
Hz. Aişe (öl.57/ 677)
Ebü Hureyre (öl.59/677)
İbn Ömer (öl.73/693) ve diğerleri.[40]
Talebeleri:
Ata b. ebi Rebah (öl.114/732)
ez-Zühri (öl.124/742)
‘Amr b. Dinar (öl.126/744)
Hişam b. ‘Urve (öl.146/763) ve diğerleri.[41]
Eseri:
Kitabu’l-Meğazi.[42]
***
İBNU ABBAS 68/687
Hz. Peygamber’in (as.) amcasının oğludur. Rasullullah’ın vefatı esnasında henüz on üç yaşında idi.[43]Her sahada çok geniş bir ilme sahip olduğundan dolayı “Hibru’l-ümmet”[44] diye, özellikle Tefsir ilmindeki maharetinden dolayı da “Tercümanu’l-Kur’an”[45] diye maruftur.
Resulullah’ın vefatından sonra çeşitli savaşlara katılmış,[46] Hz. Ali’nin Basra valiliğini yapmış,[47] sonra oradan ayrılarak Mekke’ye dönmüş ve hayatını orada ilim öğrenmek ve öğretmekle geçirmiştir.[48] Hz. Peygamber (as. ); “Ona hikmeti ve Kur’anın te’vilini öğretmesi ve onu dinde fakih yapması” için Allah’a dua etmişti.[49] Öldüğünde bir deve yükü teşkil edecek kadar te’lifat bırakmıştı.[50]
Talebeleri:
Said b. Cübeyr (öl.95/714)
Mücahid b. Cebr (öl.104/722)
‘İkrime (öl.105/723)
Ata b. ebi Rebah (öl.114/732)
‘Amr b. Dinar (öl.126/744) ve diğerleri.[51]
Eseri:
Tefsiru’l-Kur’an.[52]
***
HEMMAM B. MÜNEBBİH 40-101?/660-719?
Ebu Hureyre’nin talebesi[53] ve hadis ilminde yapılan en eski te’lifin sahibidir.[54] Tahsil için Medine’ye gitmiş ve orada Ebu Hureyre’den hadis dinlemiştir.[55] Çeşitli savaşlara da iştirak etmiş ve bu arada bulduğu eski kitapları kardeşi için satın almıştır.[56]
Ebu Hureyre’nin rivayet etmiş olduğu ve “es-Sahifetu’s-Sahiha” diye meşhur olan 140 hadisi muhtevi sahifesi, meşhur talebesi Ma’mer b. Raşid tarafından eksiksiz olarak rivayet edilmiştir.[57]
Hocaları:
Ebü Hureyre (öl.59/679)
İbn Abbas (öl.68/687) ve diğerleri.[58]
Talebeleri:
Vehb b. Münebbih (öl.114/732)
Ma’mer b. Raşid (öl.154/770) ve diğerleri.[59]
Eseri:
es-Sahifetu’s-Sahiha.[60]
***
SEMÜRE B. CÜNDUB 50/679
Hz. Peygamber’den (as.) 123 hadis rivayet etmiştir.[61] Rasulullah’ın (as.) hadislerini yazdığı bilinmektedir, çok meşhur sahifenin sahibidir.[62]
Talebeleri:
Ebu Reca’ el-‘Utaridi (öl.107/726)
el-Hasan el-Basri (öl.110/728)
Muhammed b. Sirin (öl.110/729) ve diğerleri.[63]
Eseri:
es-Sahife.[64]
***
ENES B. MALİK 93/712
Küçük yaşta Rasulullah’ın (as.) hizmetine girmiş ve on yıl Ona (as.) hizmette bulunmuştur.[65] 2286 hadis ile Hz. Peygamber’den (as.) en çok hadis rivayet eden büyük sahabelerdendir. Abid ve zahid bir şahsiyetti, namazda ayaklarına kan duruncaya kadar kıyamda dururdu.[66]
Talebeleri:
el-Hasan el-Basri (öl.110/728)
Muhammed b. Sirin (öl.110/729) ve diğerleri.[67]
Eseri:
Müstakil bir sahifesinden bahsedilmemekle beraber, Rasulullah’ın (as.) hadislerini yazdığı rivayet edilmektedir.[68]
***
el-HASAN el-BASRI 21-110/642-728
Medine’de dünyaya geldi.[69] Vadil-Kura’da[70] yetişti.[71] Babası, Zeyd b. Sabit’in (Hz. Peygamber’in a.s evladlığı), annesi de Ümmü Seleme’nin (Hz. Peygamber’in a.s hanımı) azadlısı idiler.[72] Annesi meşgul olduğu zamanlarda, Ümmü Seleme onu avutmak için meme verirdi; Hasan’ın lisanındaki fesahat ve talakatın bundan ileri geldiği rivayet edilir.[73]
Kadılık yapar, ücret almazdı.[74] Hadisleri manen rivayet ederdi.[75] Bir çok sahabeyi idrak etmiştir, özellikle Enes b. Malik’in en meşhur talebesidir.[76]
Hocaları:
Ebü Musa’l-Eş’ari (öl.44/665)
‘İmran b. el-Husayn (öl.52/672)
Ma’kıl b. Yesar (öl.60(680)
İbn Ömer ( öl.73/693)
Enes b. Malik (öl.93/712) ve diğerleri.[77]
Talebeleri:
Katade b. Diame (öl.118/736)
Yunus b. ‘Ubeyd (öl.139/756)
İbn ‘Avn (öl.151/768)
Yezid b. İbrahim et-Tusteri (öl.161/778)
Cerir b. Hazim (öl.170/786) ve diğerleri.[78]
Eserleri:
Tefsiru’l-Kur’an.[79]
el-Ahadisu’l-Muteferrika.[80]
el-Kırae.[81]
Şurutu’l-İmame.[82]
Vasıyye.[83]
Feraid.[84]
Kitabu’l-İhlas.[85]
el-İstiğfaratu’l-Munkızetu min’en-Nar.[86]
Risale fi Fadli Mekke.[87]
Risale ila Abdurrahim b. Enes fi’t-Tergib bi Mücavereti Mekketi’l-Mükkerreme.[88]
***
İBN MES’UD: 32/652
Altıncı olarak Islama giren ve Mekke’de Kur’anı ilk defa cehren okuyan büyük sahabedendir.[89]Rasulullah’ın (as) hadimi ve sırdaşı olan lbn Mes’ud[90] muhaddisliği yanında müfessir,[91] kari,[92] fakih ve kadı idi.[93] Rasulullah’ın (as) hadislerini yazardı; topladığı hadisler bilahare oğluna intikal etmişti.[94]
Bizzat Hz. Peygamber’den (as) yetmiş süre aldığını söyler.[95] Rasulullah (as), son Ramazan’da Cibril’e Kur’anı iki defa arzederken, lbn Mes’ud’un da orada bulunduğu rivayet edilir.[96] Hz. Ömer, onun için “İlim dolu dağarcık” der[97] ve muallim olarak Küfe’ye gönderdiğinde, Küfe’lilere; “Abdullah’ı göndermekle sizi kendime tercih ettim.” diye yazar.[98] Küfe’de ifta ve beytülmal memurluğu görevini birlikte yürütüyordu.[99]
Rivayette şedit davranırdı; talebelerini lafızların zaptında gevşeklik göstermekten menederdi.[100] Küfe’deki görevi esnasında Tefsir, Hadis, Fıkıh ve Kıraat ilminin tam olarak temellerini atmıştır.[101] Aynı zamanda Hanefi mezhebinin de müessisi sayılır; zira Ebu Hanife, fıkhi meselelerinin çoğunu onun görüşlerine dayandırır.[102]
Talebeleri:
‘Alkame b. Kays (öl.62/681).
Mesruk (öl.63/682).
‘Abidetü’s-Selmani (öl.72/691).
Kays b. ebi Hazim (öl.84/703) ve diğerleri.[103]
Eseri:
es-Sahife.[104]
***
ABDULLAH B. EBİ EVFA 87/706.
Meşhur sahabilerdendir. Babası da sahabi idi. Abdullah, Biat-ı Rıdvan ehlindendir. Ondan sonra yapılan bütün savaşlara katılmıştır. Hz. Peygamber’in (as.) vefatından sonra Küfe’ye gitmiş ve oraya yerleşmiştir. Küfe’de en son vefat eden sahabi, Abdullah’dır. Aynı zamanda Biat-ı Rıdvan ehlinden de en son ölen sahabidir. Hayatının sonlanna doğru gözlerini kaybetmişti.[105] Abdullah, Rasulullah’ın (as.) hadislerini yazarak toplamıştır. Bu hadisler onun huzurunda çeşitli kişiler tarafından okunurdu.[106]
Talebeleri:
Tarık b. Musarrıf (113/731).
İsmail b. Ebi Halid (146/763) ve diğerleri.[107]
Eseri:
es-Sahife.[108]
***
ABDULLAH B. ‘AMR B. el-‘AS: 65/684
Mekke fethinden önce Medine’ye babasıyla birlikte hicret ederek müslüman oldu.[109] Babasından önce müslüman olduğu da mervidir.[110] Fetihten sonra Hz. Peygamber (as.) uzun müddet yaşamadığı ve binaenaleyh onunla sohbeti uzun sürmediği halde, Rasullullah’tan (as.) hadis yazmak için izin almış[111] ve duyduğu hadisleri yazarak çok miktarda hadis toplamıştır. Eba Hureyre, şöyle söyler: “Ashabtan, hadisi benden iyi hıfzeden yoktur, ancak Abdullah müstesna; zira o yazar, ben yazmazdım.”[112]
Mısır medresesinin müessisidir.[113] Rasulullah’dan (as.) duyduğu hadisleri bir sahifede toplamış ve bu sahifenin, hayatta en çok sevdiği iki şeyden biri olduğunu söylemiştir.[114] Kütüb-u kadimeyi de mütalaa etmişti.[115] Çok ibadet eder; geceyi kaim, gündüzü saim geçirir, üç günde bir hatmederdi.[116]
Talebeleri:
Mesruk (öl.63/682)
Said b. el-Müseyyeb (öl.94/713)
eş-Şa’bi ( öl.103/721)
‘İkrime ( öl.105/723) ve diğerleri.[117]
Eseri:
es-Sahifetu’s-Sadıka.[118]
**********
KAYNAKLAR:
[1] Tirimizi, III, 627.
[2] Bkz., İbn Sa’d, III, 613, Usud, II, 356, Nevevi, I, 212, İsabe, III, 65, Tehzib, III, 475, Şezerat, I, 28, Zirikli, III, 135.
[3] Tirimizi, III, 627.
[4] Tezkire, 10.
[5] Fuhum, 363, Nevevi, I, 344, Tedrib, I, 392.
[6] Ma’rife,54, Kifaye, 397; İbn Salah, 12; Nevevi, I, 92; Tedrib, I, 77. Krşz; Ma’rife, 53-55, Kifaye, 397., İbn Salah, 12., Tedrib, I, 78, Bais, 23.
[7] Bkz., İbn Sa’d, II. 337 ve devamı, Kitabu’l-İlel, 79, Usud, IV, 99, Nevevi, I, 344 ve devamı, Tezkire, 10 ve devamı, İsabe, IV, 564 ve devamı, İs’af, 206.
[8] Buhari, I, 38, IV, 84 ve 122, Ebu Davud, II, 216, İbn Mace, Il, 887, İbn Abdulberr, 90, Tezkire, 10. Bu Sahife’yi Rif’at Fevzi Abdulmuttalib neşretmiştir. Kahire, 1406/1986.
[9] İbn Abdulberr, 95.
[10] Muhtasar Hadis Tarihi, 52.
[11] Darimi, I, 127, İbn Abdulberr, 92.
[12] İsabe, VII, 433.
[13] Usud, VI, 321, Tezkire, 37, İsabe, VII, 432, Tehzib, XII, 265.
[14] Ma’rife, 55, Tedrib, I, 83, Bais, 23. Krşz., Ma’rife, 53-54, 56, Kifaye, 398, Tedrib, I, 82-84, Bais, 23-24.
[15] Usud, VI, 321.
[16] Bkz., İbn Sa’d, II, 362, Usud, VI, 321, Tezkire, 36 ve devamı, İsabe, VII, 431 ve devamı, Tehzib, XII, 262 ve devamı.
[17] Darimi, I, 127, İbn Abdulberr, 92.
[18] Muhtasar Hadis Tarihi, 47.
[19] Dibac, I, 112.
[20] Usud, III, 342, Bidaye, IX, 5, Tehzib, V, 328.
[21] Usud, III, 342.
[22] İsabe, IV, 186.
[23] Bkz., Usud, III, 341, Nevevi, I, 279, Tezkire, 37, İsabe, IV, 182.
[24] Dibac, I, 112.
[25] Usud, I, 307.
[26] Müslim, II, 885.
[27] İsabe, I, 435, Tehzib, II, 42, İs’af, 185.
[28] Tezkire, 43.
[29] Bkz., Cerh, I, 492, Usud, I, 307, Nevevi, I, 142, Tezkire, 43, İsabe, I, 434.
[30] Müslim, II, 885, Tezkire, 43, GAS, I, 85.
[31] Nevevi, I, 331, Vefeyat, III, 255.
[32] Tezkire, 62.
[33] Bidaye, IX, 101.
[34] Takdime, 45, Nevevi, I, 331, İs’af, 205.
[35] İbn Sa’d, V, 179, İbn Abdulberr, 96.
[36] Tezkire, 62.
[37] Fesevi, I, 552, Tezkire, 62, Duvel, I, 65, Bidaye, IX, 102.
[38] Nevevi, I, 331.
[39] Tedrib, II, 399.
[40] Bkz., İbn Sa’d, V, 179, Cerh, VI, 395, Safve, II, 85, Nevevi, I, 331, Vefeyat, III, 255, Tezkire, 62, Bidaye, IX, 101, Tehzib, VII, 180, İs’af, 205.
[41] Bkz., İbn Sa’d, V, 179, Cerh, VI, 395, Safve, II, 85, Nevevi, I, 331, Vefeyat, III, 255, Tezkire, 62, Bidaye, IX, 101, Tehzib, VII, 180, İs’af, 205.
[42] Bidaye, IX, 101.
[43] Tezkire, 40, Tehzib, V, 276.
[44] Usud, III, 291, İsabe, IV, 141.
[45] İbn Sa’d, II, 366, Nevevi, I, 274, Tezkire, 40, İsabe, IV, 146.
[46] İsabe, IV, 142.
[47] İsabe, IV, 150, Nevevi, I, 276.
[48] Nevevi, I, 276, Fecr, 148.
[49] İbn Sa’d, II, 365.
[50] Nevevi, I, 275, Ğaye, I, 425, İsabe, IV, 152.
[51] Şezerat, I, 114, Muhtasar Hadis Tarihi, 47.
[52] Bkz., Usud, III, 292 ve devamı, Nevevi, I, 275 ve devamı, Tezkire, 40, İsabe, IV, 148 ve devamı, İs’af, 199. Tefsiru’l-Kur’an isimli eseri 1317, İstanbul’da neşredilmiştir. Bkz., Serkis, 158.
[53] Şezerat, I, 182, Muhtasar Hadis Tarihi, 52.
[54] Kehhale, XIII, 153, Zirikli, IX, 98.
[55] Muhtasar Hadis Tarihi, 53.
[56] Tehzib, Xl, 67, Şezerat, I, 182.
[57] Muhtasar Hadis Tarihi, 56.
[58] Bkz., Cerh, VIII, 107, Nevevi, Il, 140, Tehzib, Xl, 67, Muhtasar Hadis Tarihi, 56.
[59] Bkz., Cerh, VIII, 107, Nevevi, Il, 140, Tehzib, Xl, 67, Muhtasar Hadis Tarihi, 56.
[60] İlk olarak 1373/1953’de Şam’da neşredilen bu eser, Kemal Kuşçu tarafından 1967, İstanbul’da “Muhtasar Hadis, Tarihi ve Sahife-i Hemmam b. Mühebbih” adıyla, Dr. Talat Koçyiğt tarafından 1967 Ankara’da “Hemmam ibn Münebbihin Sahifesi” adıyle türkçeye tercüme edilmiştir.
[61] Fuhum, 365.
[62] GAS, I, 84, Tehzib, IV, 198.
[63] Bkz., Cerh, III, 154, Usud, Il, 454, İsabe, III, 179, Tehzib, IV, 236.
[64] GAS, I, 84, Tehzib, IV, 198.
[65] İbn Sa’d, VII, 17, Usud, I, 151.
[66] İs’af, 183.
[67] Bkz. Tehzib, I, 376, Tezkire, 45, Cerh, I, 286.
[68] Bkz., Muhtasar Hadis Tarihi, 37.
[69] Vefeyat, II, 72, Zirikli, II, 242.
[70] Bkz., Buldan, V, 345.
[71] Maarif, 195, Nevevi, I, 161, Tezkire, 71.
[72] Nevevi, I, 161, Vefeyat,II, 69, Tezkire, 71, Bidaye, IX, 266.
[73] Maarif, 195, Hilye, II, 147, Şezerat, I, 136.
[74] İbn Sa’d, VII, 172.
[75] İbn Sa’d, VII, 158, Darimi, I, 94, Kifaye, 206, İbn Abdulberr, 105.
[76] Bkz., Meşahir, 88, Nevevi, I, 162, Tehzib, ll, 266.
[77] Bkz. Cerh, II, 40, Nevevi, I, 161, lbn Receb, 353-355, Tezkire, 71, Tehzib, II, 263-264.
[78] Bkz. Cerh, II, 40, Nevevi, I, 161, lbn Receb, 353-355, Tezkire, 71, Tehzib, II, 263-264.
[79] Fihrist, 51, Hediyye, I, 265, GAS, I, 592.
[80] Kerkük, 1329-1331, Tekritlizade H. Hasani.
[81] GAS, I, 592.
[82] GAS, I, 592.
[83] GAS, I, 592.
[84] İstanbul, 1306, Kırk Sual.
[85] Hediyye, I, 265.
[86] GAS, I, 592.
[87] Hediyye, I, 265.
[88] Hediyye, I, 265., Suppl., I, 101, GAS, I, 592.
[89] Usud, III, 385, İsabe, IV, 233.
[90] Tezkire, 13.
[91] Küçükkalay, 91.
[92] Hilye, I, 124, Ğaye, I, 458.
[93] Maarif, 109, Tezkire, 15.
[94] İbn Abdulberr, 91.
[95] İbn Sa’d, II, 342, Hilye, I, 125, Usud, III, 385, Ğaye, I, 458, Tehzib, VI, 27.
[96] İbn Sa’d, Il, 342.
[97] Usud, III, 389.
[98] Fesevi, Il, 533, Usud, III, 388.
[99] Maarif, 109, Küçükkalay, 21.
[100] Tezkire, 13.
[101] Küçükkalay, 28.
[102] Küçükkalay, 59.
[103] Bkz., İbn Sa’d, VI, 11, Usud, III, 386, Nevevi, I, 288, Tezkire, 13, İsabe, IV, 234.
[104] İbn Abdulberr, 91.
[105] Usud, III, 182, İsabe, IV, 18, Tehzib, V, 151.
[106] Buhari, IV, 30, 77.
[107] Bkz., lbn Sa’d, IV, 301, VI, 21, Usud, III, 182, Nevevi, I, 261, İsabe, IV, 18, Tehzib, V, 151. Şezerat, I, 96.
[108] Buhari, IV, 30, 77.
[109] Tezkire, 41.
[110] Usud, III, 349, Nevevi, I, 281.
[111] Darimi, I, 125, Usud, III, 349, Benna, I, 172, Ebu Davud, III, 318.
[112] Darimi, I, 125, İbn Abdulberr, 89, Usud, III, 349, Benna, I, 172.
[113] Fecr, 190, Koçyiğit, 96.
[114] Darimi, I, 127, İbn Abdulberr, 91.
[115] Usud, III, 349.
[116] İsabe, IV, 194.
[117] Bkz., Usud, III, 349, Nevevi, I, 281, Tezkire, 41, İsabe, IV, 193, Tehzib, V, 337, İs’af,200.
[118] Darimi, I, 127, İbn Abdulberr, 91. Usud, III, 350, GAS, I, 84.
Bu yazı belgelerlegercektarih.net ve sorularlaislamiyet.com sitesinde ki yazıdan faydalanılarak hazırlanmıştır

Hadisler Ne Zaman Yazılmaya Başladı?

Hadislerin-Yazılmasına-Ne-Zaman-Başlanıldı

Hadislerin-Yazılmasına-Ne-Zaman-Başlanıldı
(Yazı iki bölümden oluşuyor birinci bölümün kaynakları ve yazıları ayrı ikinci bölümün ki ayrı. İkinci bölümde sahabe ve tabiin zamanında yazılan hadisler ile ilgili eseler mevcut)
1. Bölüm
Hadisler hakkında reformistlerden şu iddiayı hep duyarsınız “Hadisler Peygamberin vefatından 200 sene sonra yazılmaya başlandı, böyle sözlere nasıl itibar edelim” Bu iddia tamamiyle yalan ve eksiktir.
Daha önceleride söylemiştim tekrar tekrar söyleyeyim ateistler ile hadis inkarcılarının aralarında pek bir fark yoktur birsi cımbızlama yapıp Kuran’ı, İslam’ı diğer hadisleri inkar ediyor. Reformistlere işlerine gelmeyen bir ayet söyleyin hemen atılırlar “Cımbızlama yapma diğer ayetlere de bak” ama iş hadislere gelince bunu uygulamazlar işlerine gelen hadisi alır işlerine gelmeyeni almazlar hadisleri topluca değerlendirseler aslında mesele çözülecek.
Önce bir meseleye açıklık getirelim hadisler peygamber efendimiz vefat ettikten 200 yıl sonra yazılmaya başlanmadı bu tamamiyle uydurma bir iddiadır şimdi biraz özet bilgi vereceğim detayına başka bir yazıda değineceğim inşaAllah.
İslâmî kaynakların verdiği bilgiye göre, hadisleri Hz. Peygamber (asm)’den ilk duyup hıfzeden sahâbe neslinin birbir aradan çekildiğini (vefat ettiğini) ve yerlerine kendileri gibi sünneti bilen hafızların bırakılmadığını, ayrıca bid‘atlerin de yayılmaya başladığını gören halîfe Ömer b. Abdulaziz (ö.101/719), bütün vâli ve âlimlere mektup göndererek hadislerin yazıya geçirilmesini emretmiştir. Emrin gereğini ilk gerçekleştiren ünlü âlim imam Zührî (ö.124/741) olmuştur (1).
Burada altı çizilmesi gereken nokta şudur: Zührî’nin gerçekleştirdiği faaliyet -devlet eliyle yaptırılan- resmi tedvîndir. Daha önceleri fertler bazında gayri resmi (devlet eliyle olmayan) kitabet/hadisleri yazıyla kaydetme ve tedvin etme işi hep var olagelmiştir. Abdullah b. Amr b. el-‘As’ın (ö.63/682) bin hadisi ihtiva eden “es-Sahifetu’s-Sâdıka”sı ile Hemmâm b. Münebbih’in (ö.101/719) hocası Ebû Hureyre’den aldığı hadisleri içeren yüz otuz sekiz hadislik sahifesi bunlar arasında en meşhur olanlarıdır (2).
Kaldı ki, Hz. Peygamber (asm) tarafından bizzat yazdırılmış olan bazı vesikalar, mektupların varlığı, yine -yukarıda iki örnek verildiği üzere- onun zamanında bazı sahabilerce yazılmış hadis sahifelerinin bulunduğu bu gün ilmî olarak ispatlanmış ve neşredilmiş bulunmaktadır (3).
Yani 200 sene sonra yazılması meselesi devlet eliyle yaptırılan ilk resmi tedvindir. Devlet eliyle yaptırılmayan gayri resmi olan hadis yazımı zaten hep vardı o yüzden bu iddia yanlış ve eksiktir. 
Mesela Hz. Peygamber s.a.v Efendimizin devrinde bile hadisler yazılıyordu. Biraz aşağıda hangi sahabenin hadis yazdığını ve eserlerini tek tek göreceğiz. Fakat önce Fuat Sezgin’in bu hususta yazdıklarına da bir bakalım:
“Sahifa”siyle en çok meşhur olanların başında Abdullah b. Amr gelmektedir. Hasseten onun sahifesi ‘as-Sadiqa’ diye adlanırdı. Kaynakların bize sakladığı malumata göre, sahifeleriyle meşhur olan sahabe okur, dinleyiciler hadisleri kaydederdi. Bu kayıt işi için lüzumlu kağıt bulunmayınca bazan hadisler ya nalınlara veya ‘alvah’ adı verilen muhtelif yassı maddeler üzerine yazılırdı. Mesela Sa’id b. Cubeyr’in Abdullah b. Abbas’ın sahifasından zaptettikleri bu şekilde idi. Abdullah b. Abbas’ın sadece hadisleri ihtiva eden kitabı değil, aynı zamanda bazı filolojik malumatı havi Kur’an tefsiri de ‘sahifa’ diye adlanıyordu.”[4] Bir de Ebu Hureyre (r.a)’nin Hemmam ibn Münebbih’e yazdırdığı “Sahife”si vardır. Bu “Sahife”nin Şam ve Berlin’de iki nüshası bulunmaktadır.[5]

Şam’da Zahiriye Kütüphanesi’nde muhafaza edilen elyazmasının son sayfasının fotokopisi… 133 no’lu hadisin geri kalan kısmı bu sayfanın başında yazılıdır…

***

[5] no’lu dipnot ile alakalı… Berlin Kraliyet Kütüphanesi Yazmalar Kataloğu, Arapça El Yazmaları Kataloğu’nun kapağı…

***

[5] no’lu dipnot ile alakalı… Hemmam ibn Münebbih’in “Sahife”si 1889 tarihli Berlin Kraliyet Kütüphanesi Yazmalar Kataloğu-Arapça El Yazmaları Kataloğu’nun 183’üncü sayfasında “1384 We 1797” numaradakayıtlı bulunmaktadır…
Ancak bu “Sahife” 1939’da Tübingen şehrindeki kütüphaneye nakledilmiş.[6]
Prof. Dr. Muhammed Hamidullah ise bu “Sahife” hakkında şunları yazmaktadır:
“Hemmam’ın rivayetleri Buhari’nin Sahih’inde ve Müslim’in Sahih’inde bulunabilir ve her ikisi de bizzat Hemmam’ın Sahifesini kaynak olarak gösterirler; insanı etkileyen çok dikkat çekici bir olaydır ki, hem Hemmam ile diğerleri hem de Buhari ve Müslim arasında bir nokta farkı dahi yoktur. Aşağıdaki tabloda Hemmam’ın seri numarasını veriyor, Buhari ve Müslim’deki yerlerini gösteriyoruz. Burada K, kitap (bölüm), B, bab (kısım) ve numara da o kısım içindeki hadis numarasını verir…


…Daha itinalı bir araştırma, bizzat Hemmam tarafından nakledilip Buhari ve Müslim’in eserlerine dahil edilmiş olan başka hadislerin de mevcut olduğunu ve sonuncu kaynakların (Buhari ve Müslim’in) aynı hadisleri başka ravilerden de nakletmiş olduklarını meydana çıkarır.
Her ne olursa olsun, yukarıda verilen birbirine denk rivayetler listesi gösteriyor ki, 138 hadisten 98’i Buhari ve Müslim tarafından, 21’i yalnız Buhari tarafından, 48’i yalnız Müslim tarafından nakledilmiştir.
Hemmam’ın eserini, Buhari’ninki ve Müslim’inki ile mukayese ettiğimiz zaman aralarındaki onca zaman farkına ve ravi nesillerine rağmen bu hadislerden hiçbirinin bir tek kelimesinin bile değişmemiş olduğunu kaydetmek mühimdir. Bu harikulade titizlik ve doğruluk karşısında insanın hürmetle eğileceği geliyor.
Yukarıda verdiğimiz birbiriyle neredeyse eşit rivayetler tablosu, meselenin sadece bir yüzünü ortaya koymak ve yalnız bir örnek vermek içindir. Bu hadisleri Hemmam’a isnat ederek zikreden Ma’mer Cami’inde, Abdürrezzak’ın Musannef’inde vb. izlerini göstermeyi gerekli görmedik.
Bu vesileyle üzerinde durulmadan geçilemeyecek bir husus var. Aşağıda Resul-i Ekrem (s.a.v.)’e atfedilen hadislerin birbirini takibeden ravilerinin bir zinciri var:
– Buhari (el-Cami’ es-Sahih’i basılmıştır)
– Ahmed ibn Hanbel, (Müsned’i basılmıştır)
– Abdürrezzak, (Musannef’i çeşitli elyazmaları halinde mevcuttur)
– Ma’mer ibn Raşid (Cami’inin elyazmaları mevcuttur)
– Hemmam ibn Münebbih, (Sahife’si bu eserde tanıtılmıştır)
Farzedelim ki, Buhari yukarıdaki kaynak zincirine dayanarak bir hadis zikretti. Daha eski kaynaklar elde bulunmadığı sürece şüpheci bir kimsenin şüphe etmeye ve Buhari’nin hakikati söylemediğini, sadece bir rivayet zinciri yahut hem rivayet zinciri ve hem de muhtevasını uydurduğunu iddia etmeye hakkı olabilirdi. Fakat madem ki şimdi eski kaynaklar elimiz altında bulunuyor, artık ‘Buhari onu uydurarak söyledi’ yahut ‘uydurandan işiterek rivayet etti’ demenin, böyle bir şeyi tasavvur etmenin imkanı kalmamıştır.
Bilakis birbiri ardınca gelen bütün raviler zinciri ve hepsi meydana çıkarılmış olan kaynaklar birbiri üzerine eklenerek hadisenin en son noktasına kadar varıyor ve onlara hakikatin ve vakıanın doğruluğu hakkında onay damgası vuruyor. Son zamanlarda bu en eski eserlerin meydana çıkarılmış olmasıyla her birinin doğruluğunu ispatlamak mümkün olmuştur. Insan onların hepsinin kuvvetli delillerle hakiki olduğunu itirafa mecbur oluyor. Bu, sağlam kaynaklara dayanıldığının ve vakıanın başka türlü olamayacağının en şerefli bir ispatıdır.[7]
Dolayısıyla bundan sonra hiç kimse hadislerin haşa yüzyıllar sonra yazılmış ve Imam Buhari ve Imam Müslim’in bunları uydurmuş olduğunu iddia edemeyecektir. Eğer bu yazıyı okuduktan sonra bile bazıları bu iddiada bulunuyorsa, bu durumda onları art niyetli kişiler ve fitneciler olarak görmekten başka bir seçeneğimiz kalmayacaktır.
1: İbn Hacer, Fethu’l-Barî, 1/208
2: Çakan, İsmail Lütfü, Hadis Edebiyatı, s.12
3: M. Hamidullah, el-Vesaiku’s-siyasiye; Çakan, a.g.e
[4] Fuad Sezgin, Buhari’nin Kaynakları Hakkında Araştırmalar, Ibrahim Horoz Basımevi, Istanbul 1956, sayfa 9.
[5] Die Handschriften-Verzeichnisse Der Königlichen Bibliothek Zu Berlin, 8. cild, Verzeichniss Der Arabischen Handschriften Von W. Ahlwardt, 2. cild, A. Asher & Co., Berlin 1889, sayfa 183, numara “1384 We 1797”. (Berlin Kraliyet Kütüphanesi Yazmalar Kataloğu-Arapça El Yazmaları Kataloğu).
[6] Prof. Dr. Harry Harun Behr, “Das islamische Gebet aus religionspädagogischer Perspektive”, (Das Gebet im Religionsunterricht in interreligiöser Perspektive’nin içinde), Frank & Timme Yayınları, Berlin 2014, sayfa 165. Ancak bu kaynakta verilen katalog numarası yanlıştır. Doğru olanını [5] no’lu dipnotta verdik.
[7] Prof. Dr. Muhammed Hamidullah, Muhtasar Hadis Tarihi ve Sahife-i Hemmam ibn Münebbih, (Tercüme eden: Kemal Kuşçu), Beyan Yayınları, Istanbul 2016, sayfa 78-85.


2. Bölüm
Aşağıdaki yazı, S. Kemal Sandıkçı hocanın, “Diyanet Işleri Başkanlığı Yayınları” arasından çıkan “Ilk Üç Asırda Islam Coğrafyasında Hadis” (Ankara 1991) isimli çok kıymetli eserinden kısaltılarak alıntılanmıştır. Bu yazıda, Hz. Peygamber s.a.v Efendimiz hayatta iken ve vefatından sonra bazı sahabeler tarafından kaleme alınmış eserleri kaynaklarıyla açıklıyoruz. Önemine binaen Tâbiin’den de bir-iki alime yer verdik. Esasen Tabiun devrinde yazılmış yüzlerce eser olmasına rağmen bu yazının hacmini fersah fersah aşacağı için bunlara temas etmemeyi uygun gördük. Dipnotlarda kaynakları kısaltarak gösterdik, künyelerini ise yazının sonunda alfabetik sıraya göre dizdik.
***
SA’D B. ‘UBADE 15/636
Rasulullah’dan (as.) işittiği hadisleri yazdığı bir sahifeye sahipti.[1]
Talebeleri:
Abdullah b. Abbas (68/ 687)
Said b. el-Müseyyeb (94/713) ve diğerleri.[2]
Eseri:
es-Sahife.[3]
***
Hz. ALİ 40/661
Hadis rivayetini teşvik ederdi, ancak ihtiyatkar davranır ve rivayet edene bazan yemin verirdi.[4]
Hz. Peygamber’den (as.) 586 hadis rivayet etmiştir.[5] En sahih senedi şöyledir:
Ali —- ‘Abide – – – – Muhammed b. Sirin —- Eyyub[6]
Talebeleri:
Abdurrahman b. ebi Leyla (öl.82/701)
Kays b. ebi Hazim (öl.84 /703)
Said b. el-Müseyyeb (öl.94/713)
eş-Şa’bi (öl.103/721) ve diğerleri.[7]
Eseri:
es-Sahife.[8]
***
EBU HUREYRE 59/677
Rasulullah’dan (as.) bazı hadislerini yazardı; evinde sakladığı bir sahifesi vardı.[9] Hadislerinin bir nüshası Ömer b. Abdülaziz’in elinde bulunmuştur.[10] Diğer bir nüshası da talebesi Beşir b. Nahik tarafından istinsah edilmişti.[11] Ayrıca Mervan b. Hakem’in de perde arkasındaki bir katibe, onun hadislerini yazdırdığı rivayet edilir.[12]
Kendisinden 800 civarında sahabe ve tabiî rivayette bulunmuştur.[13] En sahih senedi şöyledir:
Ebu Hureyre —- İbnu’l-Müseyyeb —- ez-Zühri.[14]
Medine’de vefat etmiştir.[15]
Talebeleri:
Said b. el-Müseyyeb (öl.94/713)
Tavus b. Keysan (öl.106/724)
Muhammed b. Sirin (öl.110/729)
Abdurrahman b. Hürmüz el-A’rac (öl.117/735) ve diğerleri.[16]
Eseri:
es-Sahife.[17]
***
ABDULLAH B. ÖMER 73/693 (Hz. Ömer radıyallahu anh’ın oğlu.)
Hicretten sona Rasulullah’dan (as.) duyduğu bazı hadisleri yazdığı bilinmektedir.[18] Malik b. Enes’in kitapları arasında onun bir sahifesinin çıktığı rivayet edilir.[19] Hz. Peygamber’in (as.) vefatından sonra 60 yıl insanlara fetva vermiştir.[20] Özellikle hadis ilminde mahirdi.[21] Medine ilminin ana rükünlerinden biri idi.[22] 2630 hadis ile, Ebu Hureyre’den sonra, en çok hadis rivayet edendir.
Talebeleri:
Salim b. Abdullah b. Ömer (öl.106/724)
Nafi’ Mevla b. Ömer (öl.107/725)
‘Urve b. ez-Zübeyr (öl.94/713) ve diğerleri.[23]
Eseri:
es-Sahife.[24]
***
CABİR B. ABDULLAH 78/697
Medine’li alim sahabelerdendir, Akabe ehlindendir. [25]
Hz. Peygamber’den (as.) hadis yazmıştır; meşhur bir sahifenin sahibidir.[26] Mescid-i Nebi’de hadis okuturdu.[27] Aynı zamanda fakihti, zamanının Medine müftüsü idi.[28]
Talebeleri:
Said b. el-Müseyyeb (94/713)
‘Urve b . ez-Zubeyr (94/713)
Ata b. Yesar (öl.103/721)
‘Amr b . Dinar (öl.126/744) ve diğerleri.[29]
Eseri:
es-Sahife.[30]
***
‘URVE B. ez-ZÜBEYR 94/713
Medine’lidir, fukaha-i seb’adandır.[31] Hafız muhaddislerdendir.[32] Siyercidir, ilk Meğazi musannıfıdır.[33]Teyzesi Hz. Aişe’nin hadislerini en iyi bilenlerdendi[34], onun hadislerini yazardı.[35] Fıkhı da ondan öğrenmişti.[36] ez-Zühri (öl.124/742) onun için; “Tükenmeyen bir denizdi.”[37] der. Ulemadan olan oğlu Hişam b. ‘Urve (öl.146/763); “Vallahi, biz, onun hadisinin 2000 cüz’ünden bir cüz’ünü bile öğrenemedik.” der.[38] Devrinde Medine’den en derin hadis kütürüne sahip olandı.[39]
Hocaları:
Zeyd b. Sabit (öl.45/665) Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimizin evlatlığı.
Hz. Aişe (öl.57/ 677)
Ebü Hureyre (öl.59/677)
İbn Ömer (öl.73/693) ve diğerleri.[40]
Talebeleri:
Ata b. ebi Rebah (öl.114/732)
ez-Zühri (öl.124/742)
‘Amr b. Dinar (öl.126/744)
Hişam b. ‘Urve (öl.146/763) ve diğerleri.[41]
Eseri:
Kitabu’l-Meğazi.[42]
***
İBNU ABBAS 68/687
Hz. Peygamber’in (as.) amcasının oğludur. Rasullullah’ın vefatı esnasında henüz on üç yaşında idi.[43]Her sahada çok geniş bir ilme sahip olduğundan dolayı “Hibru’l-ümmet”[44] diye, özellikle Tefsir ilmindeki maharetinden dolayı da “Tercümanu’l-Kur’an”[45] diye maruftur.
Resulullah’ın vefatından sonra çeşitli savaşlara katılmış,[46] Hz. Ali’nin Basra valiliğini yapmış,[47] sonra oradan ayrılarak Mekke’ye dönmüş ve hayatını orada ilim öğrenmek ve öğretmekle geçirmiştir.[48] Hz. Peygamber (as. ); “Ona hikmeti ve Kur’anın te’vilini öğretmesi ve onu dinde fakih yapması” için Allah’a dua etmişti.[49] Öldüğünde bir deve yükü teşkil edecek kadar te’lifat bırakmıştı.[50]
Talebeleri:
Said b. Cübeyr (öl.95/714)
Mücahid b. Cebr (öl.104/722)
‘İkrime (öl.105/723)
Ata b. ebi Rebah (öl.114/732)
‘Amr b. Dinar (öl.126/744) ve diğerleri.[51]
Eseri:
Tefsiru’l-Kur’an.[52]
***
HEMMAM B. MÜNEBBİH 40-101?/660-719?
Ebu Hureyre’nin talebesi[53] ve hadis ilminde yapılan en eski te’lifin sahibidir.[54] Tahsil için Medine’ye gitmiş ve orada Ebu Hureyre’den hadis dinlemiştir.[55] Çeşitli savaşlara da iştirak etmiş ve bu arada bulduğu eski kitapları kardeşi için satın almıştır.[56]
Ebu Hureyre’nin rivayet etmiş olduğu ve “es-Sahifetu’s-Sahiha” diye meşhur olan 140 hadisi muhtevi sahifesi, meşhur talebesi Ma’mer b. Raşid tarafından eksiksiz olarak rivayet edilmiştir.[57]
Hocaları:
Ebü Hureyre (öl.59/679)
İbn Abbas (öl.68/687) ve diğerleri.[58]
Talebeleri:
Vehb b. Münebbih (öl.114/732)
Ma’mer b. Raşid (öl.154/770) ve diğerleri.[59]
Eseri:
es-Sahifetu’s-Sahiha.[60]
***
SEMÜRE B. CÜNDUB 50/679
Hz. Peygamber’den (as.) 123 hadis rivayet etmiştir.[61] Rasulullah’ın (as.) hadislerini yazdığı bilinmektedir, çok meşhur sahifenin sahibidir.[62]
Talebeleri:
Ebu Reca’ el-‘Utaridi (öl.107/726)
el-Hasan el-Basri (öl.110/728)
Muhammed b. Sirin (öl.110/729) ve diğerleri.[63]
Eseri:
es-Sahife.[64]
***
ENES B. MALİK 93/712
Küçük yaşta Rasulullah’ın (as.) hizmetine girmiş ve on yıl Ona (as.) hizmette bulunmuştur.[65] 2286 hadis ile Hz. Peygamber’den (as.) en çok hadis rivayet eden büyük sahabelerdendir. Abid ve zahid bir şahsiyetti, namazda ayaklarına kan duruncaya kadar kıyamda dururdu.[66]
Talebeleri:
el-Hasan el-Basri (öl.110/728)
Muhammed b. Sirin (öl.110/729) ve diğerleri.[67]
Eseri:
Müstakil bir sahifesinden bahsedilmemekle beraber, Rasulullah’ın (as.) hadislerini yazdığı rivayet edilmektedir.[68]
***
el-HASAN el-BASRI 21-110/642-728
Medine’de dünyaya geldi.[69] Vadil-Kura’da[70] yetişti.[71] Babası, Zeyd b. Sabit’in (Hz. Peygamber’in a.s evladlığı), annesi de Ümmü Seleme’nin (Hz. Peygamber’in a.s hanımı) azadlısı idiler.[72] Annesi meşgul olduğu zamanlarda, Ümmü Seleme onu avutmak için meme verirdi; Hasan’ın lisanındaki fesahat ve talakatın bundan ileri geldiği rivayet edilir.[73]
Kadılık yapar, ücret almazdı.[74] Hadisleri manen rivayet ederdi.[75] Bir çok sahabeyi idrak etmiştir, özellikle Enes b. Malik’in en meşhur talebesidir.[76]
Hocaları:
Ebü Musa’l-Eş’ari (öl.44/665)
‘İmran b. el-Husayn (öl.52/672)
Ma’kıl b. Yesar (öl.60(680)
İbn Ömer ( öl.73/693)
Enes b. Malik (öl.93/712) ve diğerleri.[77]
Talebeleri:
Katade b. Diame (öl.118/736)
Yunus b. ‘Ubeyd (öl.139/756)
İbn ‘Avn (öl.151/768)
Yezid b. İbrahim et-Tusteri (öl.161/778)
Cerir b. Hazim (öl.170/786) ve diğerleri.[78]
Eserleri:
Tefsiru’l-Kur’an.[79]
el-Ahadisu’l-Muteferrika.[80]
el-Kırae.[81]
Şurutu’l-İmame.[82]
Vasıyye.[83]
Feraid.[84]
Kitabu’l-İhlas.[85]
el-İstiğfaratu’l-Munkızetu min’en-Nar.[86]
Risale fi Fadli Mekke.[87]
Risale ila Abdurrahim b. Enes fi’t-Tergib bi Mücavereti Mekketi’l-Mükkerreme.[88]
***
İBN MES’UD: 32/652
Altıncı olarak Islama giren ve Mekke’de Kur’anı ilk defa cehren okuyan büyük sahabedendir.[89]Rasulullah’ın (as) hadimi ve sırdaşı olan lbn Mes’ud[90] muhaddisliği yanında müfessir,[91] kari,[92] fakih ve kadı idi.[93] Rasulullah’ın (as) hadislerini yazardı; topladığı hadisler bilahare oğluna intikal etmişti.[94]
Bizzat Hz. Peygamber’den (as) yetmiş süre aldığını söyler.[95] Rasulullah (as), son Ramazan’da Cibril’e Kur’anı iki defa arzederken, lbn Mes’ud’un da orada bulunduğu rivayet edilir.[96] Hz. Ömer, onun için “İlim dolu dağarcık” der[97] ve muallim olarak Küfe’ye gönderdiğinde, Küfe’lilere; “Abdullah’ı göndermekle sizi kendime tercih ettim.” diye yazar.[98] Küfe’de ifta ve beytülmal memurluğu görevini birlikte yürütüyordu.[99]
Rivayette şedit davranırdı; talebelerini lafızların zaptında gevşeklik göstermekten menederdi.[100] Küfe’deki görevi esnasında Tefsir, Hadis, Fıkıh ve Kıraat ilminin tam olarak temellerini atmıştır.[101] Aynı zamanda Hanefi mezhebinin de müessisi sayılır; zira Ebu Hanife, fıkhi meselelerinin çoğunu onun görüşlerine dayandırır.[102]
Talebeleri:
‘Alkame b. Kays (öl.62/681).
Mesruk (öl.63/682).
‘Abidetü’s-Selmani (öl.72/691).
Kays b. ebi Hazim (öl.84/703) ve diğerleri.[103]
Eseri:
es-Sahife.[104]
***
ABDULLAH B. EBİ EVFA 87/706.
Meşhur sahabilerdendir. Babası da sahabi idi. Abdullah, Biat-ı Rıdvan ehlindendir. Ondan sonra yapılan bütün savaşlara katılmıştır. Hz. Peygamber’in (as.) vefatından sonra Küfe’ye gitmiş ve oraya yerleşmiştir. Küfe’de en son vefat eden sahabi, Abdullah’dır. Aynı zamanda Biat-ı Rıdvan ehlinden de en son ölen sahabidir. Hayatının sonlanna doğru gözlerini kaybetmişti.[105] Abdullah, Rasulullah’ın (as.) hadislerini yazarak toplamıştır. Bu hadisler onun huzurunda çeşitli kişiler tarafından okunurdu.[106]
Talebeleri:
Tarık b. Musarrıf (113/731).
İsmail b. Ebi Halid (146/763) ve diğerleri.[107]
Eseri:
es-Sahife.[108]
***
ABDULLAH B. ‘AMR B. el-‘AS: 65/684
Mekke fethinden önce Medine’ye babasıyla birlikte hicret ederek müslüman oldu.[109] Babasından önce müslüman olduğu da mervidir.[110] Fetihten sonra Hz. Peygamber (as.) uzun müddet yaşamadığı ve binaenaleyh onunla sohbeti uzun sürmediği halde, Rasullullah’tan (as.) hadis yazmak için izin almış[111] ve duyduğu hadisleri yazarak çok miktarda hadis toplamıştır. Eba Hureyre, şöyle söyler: “Ashabtan, hadisi benden iyi hıfzeden yoktur, ancak Abdullah müstesna; zira o yazar, ben yazmazdım.”[112]
Mısır medresesinin müessisidir.[113] Rasulullah’dan (as.) duyduğu hadisleri bir sahifede toplamış ve bu sahifenin, hayatta en çok sevdiği iki şeyden biri olduğunu söylemiştir.[114] Kütüb-u kadimeyi de mütalaa etmişti.[115] Çok ibadet eder; geceyi kaim, gündüzü saim geçirir, üç günde bir hatmederdi.[116]
Talebeleri:
Mesruk (öl.63/682)
Said b. el-Müseyyeb (öl.94/713)
eş-Şa’bi ( öl.103/721)
‘İkrime ( öl.105/723) ve diğerleri.[117]
Eseri:
es-Sahifetu’s-Sadıka.[118]
**********
KAYNAKLAR:
[1] Tirimizi, III, 627.
[2] Bkz., İbn Sa’d, III, 613, Usud, II, 356, Nevevi, I, 212, İsabe, III, 65, Tehzib, III, 475, Şezerat, I, 28, Zirikli, III, 135.
[3] Tirimizi, III, 627.
[4] Tezkire, 10.
[5] Fuhum, 363, Nevevi, I, 344, Tedrib, I, 392.
[6] Ma’rife,54, Kifaye, 397; İbn Salah, 12; Nevevi, I, 92; Tedrib, I, 77. Krşz; Ma’rife, 53-55, Kifaye, 397., İbn Salah, 12., Tedrib, I, 78, Bais, 23.
[7] Bkz., İbn Sa’d, II. 337 ve devamı, Kitabu’l-İlel, 79, Usud, IV, 99, Nevevi, I, 344 ve devamı, Tezkire, 10 ve devamı, İsabe, IV, 564 ve devamı, İs’af, 206.
[8] Buhari, I, 38, IV, 84 ve 122, Ebu Davud, II, 216, İbn Mace, Il, 887, İbn Abdulberr, 90, Tezkire, 10. Bu Sahife’yi Rif’at Fevzi Abdulmuttalib neşretmiştir. Kahire, 1406/1986.
[9] İbn Abdulberr, 95.
[10] Muhtasar Hadis Tarihi, 52.
[11] Darimi, I, 127, İbn Abdulberr, 92.
[12] İsabe, VII, 433.
[13] Usud, VI, 321, Tezkire, 37, İsabe, VII, 432, Tehzib, XII, 265.
[14] Ma’rife, 55, Tedrib, I, 83, Bais, 23. Krşz., Ma’rife, 53-54, 56, Kifaye, 398, Tedrib, I, 82-84, Bais, 23-24.
[15] Usud, VI, 321.
[16] Bkz., İbn Sa’d, II, 362, Usud, VI, 321, Tezkire, 36 ve devamı, İsabe, VII, 431 ve devamı, Tehzib, XII, 262 ve devamı.
[17] Darimi, I, 127, İbn Abdulberr, 92.
[18] Muhtasar Hadis Tarihi, 47.
[19] Dibac, I, 112.
[20] Usud, III, 342, Bidaye, IX, 5, Tehzib, V, 328.
[21] Usud, III, 342.
[22] İsabe, IV, 186.
[23] Bkz., Usud, III, 341, Nevevi, I, 279, Tezkire, 37, İsabe, IV, 182.
[24] Dibac, I, 112.
[25] Usud, I, 307.
[26] Müslim, II, 885.
[27] İsabe, I, 435, Tehzib, II, 42, İs’af, 185.
[28] Tezkire, 43.
[29] Bkz., Cerh, I, 492, Usud, I, 307, Nevevi, I, 142, Tezkire, 43, İsabe, I, 434.
[30] Müslim, II, 885, Tezkire, 43, GAS, I, 85.
[31] Nevevi, I, 331, Vefeyat, III, 255.
[32] Tezkire, 62.
[33] Bidaye, IX, 101.
[34] Takdime, 45, Nevevi, I, 331, İs’af, 205.
[35] İbn Sa’d, V, 179, İbn Abdulberr, 96.
[36] Tezkire, 62.
[37] Fesevi, I, 552, Tezkire, 62, Duvel, I, 65, Bidaye, IX, 102.
[38] Nevevi, I, 331.
[39] Tedrib, II, 399.
[40] Bkz., İbn Sa’d, V, 179, Cerh, VI, 395, Safve, II, 85, Nevevi, I, 331, Vefeyat, III, 255, Tezkire, 62, Bidaye, IX, 101, Tehzib, VII, 180, İs’af, 205.
[41] Bkz., İbn Sa’d, V, 179, Cerh, VI, 395, Safve, II, 85, Nevevi, I, 331, Vefeyat, III, 255, Tezkire, 62, Bidaye, IX, 101, Tehzib, VII, 180, İs’af, 205.
[42] Bidaye, IX, 101.
[43] Tezkire, 40, Tehzib, V, 276.
[44] Usud, III, 291, İsabe, IV, 141.
[45] İbn Sa’d, II, 366, Nevevi, I, 274, Tezkire, 40, İsabe, IV, 146.
[46] İsabe, IV, 142.
[47] İsabe, IV, 150, Nevevi, I, 276.
[48] Nevevi, I, 276, Fecr, 148.
[49] İbn Sa’d, II, 365.
[50] Nevevi, I, 275, Ğaye, I, 425, İsabe, IV, 152.
[51] Şezerat, I, 114, Muhtasar Hadis Tarihi, 47.
[52] Bkz., Usud, III, 292 ve devamı, Nevevi, I, 275 ve devamı, Tezkire, 40, İsabe, IV, 148 ve devamı, İs’af, 199. Tefsiru’l-Kur’an isimli eseri 1317, İstanbul’da neşredilmiştir. Bkz., Serkis, 158.
[53] Şezerat, I, 182, Muhtasar Hadis Tarihi, 52.
[54] Kehhale, XIII, 153, Zirikli, IX, 98.
[55] Muhtasar Hadis Tarihi, 53.
[56] Tehzib, Xl, 67, Şezerat, I, 182.
[57] Muhtasar Hadis Tarihi, 56.
[58] Bkz., Cerh, VIII, 107, Nevevi, Il, 140, Tehzib, Xl, 67, Muhtasar Hadis Tarihi, 56.
[59] Bkz., Cerh, VIII, 107, Nevevi, Il, 140, Tehzib, Xl, 67, Muhtasar Hadis Tarihi, 56.
[60] İlk olarak 1373/1953’de Şam’da neşredilen bu eser, Kemal Kuşçu tarafından 1967, İstanbul’da “Muhtasar Hadis, Tarihi ve Sahife-i Hemmam b. Mühebbih” adıyla, Dr. Talat Koçyiğt tarafından 1967 Ankara’da “Hemmam ibn Münebbihin Sahifesi” adıyle türkçeye tercüme edilmiştir.
[61] Fuhum, 365.
[62] GAS, I, 84, Tehzib, IV, 198.
[63] Bkz., Cerh, III, 154, Usud, Il, 454, İsabe, III, 179, Tehzib, IV, 236.
[64] GAS, I, 84, Tehzib, IV, 198.
[65] İbn Sa’d, VII, 17, Usud, I, 151.
[66] İs’af, 183.
[67] Bkz. Tehzib, I, 376, Tezkire, 45, Cerh, I, 286.
[68] Bkz., Muhtasar Hadis Tarihi, 37.
[69] Vefeyat, II, 72, Zirikli, II, 242.
[70] Bkz., Buldan, V, 345.
[71] Maarif, 195, Nevevi, I, 161, Tezkire, 71.
[72] Nevevi, I, 161, Vefeyat,II, 69, Tezkire, 71, Bidaye, IX, 266.
[73] Maarif, 195, Hilye, II, 147, Şezerat, I, 136.
[74] İbn Sa’d, VII, 172.
[75] İbn Sa’d, VII, 158, Darimi, I, 94, Kifaye, 206, İbn Abdulberr, 105.
[76] Bkz., Meşahir, 88, Nevevi, I, 162, Tehzib, ll, 266.
[77] Bkz. Cerh, II, 40, Nevevi, I, 161, lbn Receb, 353-355, Tezkire, 71, Tehzib, II, 263-264.
[78] Bkz. Cerh, II, 40, Nevevi, I, 161, lbn Receb, 353-355, Tezkire, 71, Tehzib, II, 263-264.
[79] Fihrist, 51, Hediyye, I, 265, GAS, I, 592.
[80] Kerkük, 1329-1331, Tekritlizade H. Hasani.
[81] GAS, I, 592.
[82] GAS, I, 592.
[83] GAS, I, 592.
[84] İstanbul, 1306, Kırk Sual.
[85] Hediyye, I, 265.
[86] GAS, I, 592.
[87] Hediyye, I, 265.
[88] Hediyye, I, 265., Suppl., I, 101, GAS, I, 592.
[89] Usud, III, 385, İsabe, IV, 233.
[90] Tezkire, 13.
[91] Küçükkalay, 91.
[92] Hilye, I, 124, Ğaye, I, 458.
[93] Maarif, 109, Tezkire, 15.
[94] İbn Abdulberr, 91.
[95] İbn Sa’d, II, 342, Hilye, I, 125, Usud, III, 385, Ğaye, I, 458, Tehzib, VI, 27.
[96] İbn Sa’d, Il, 342.
[97] Usud, III, 389.
[98] Fesevi, Il, 533, Usud, III, 388.
[99] Maarif, 109, Küçükkalay, 21.
[100] Tezkire, 13.
[101] Küçükkalay, 28.
[102] Küçükkalay, 59.
[103] Bkz., İbn Sa’d, VI, 11, Usud, III, 386, Nevevi, I, 288, Tezkire, 13, İsabe, IV, 234.
[104] İbn Abdulberr, 91.
[105] Usud, III, 182, İsabe, IV, 18, Tehzib, V, 151.
[106] Buhari, IV, 30, 77.
[107] Bkz., lbn Sa’d, IV, 301, VI, 21, Usud, III, 182, Nevevi, I, 261, İsabe, IV, 18, Tehzib, V, 151. Şezerat, I, 96.
[108] Buhari, IV, 30, 77.
[109] Tezkire, 41.
[110] Usud, III, 349, Nevevi, I, 281.
[111] Darimi, I, 125, Usud, III, 349, Benna, I, 172, Ebu Davud, III, 318.
[112] Darimi, I, 125, İbn Abdulberr, 89, Usud, III, 349, Benna, I, 172.
[113] Fecr, 190, Koçyiğit, 96.
[114] Darimi, I, 127, İbn Abdulberr, 91.
[115] Usud, III, 349.
[116] İsabe, IV, 194.
[117] Bkz., Usud, III, 349, Nevevi, I, 281, Tezkire, 41, İsabe, IV, 193, Tehzib, V, 337, İs’af,200.
[118] Darimi, I, 127, İbn Abdulberr, 91. Usud, III, 350, GAS, I, 84.
Bu yazı belgelerlegercektarih.net ve sorularlaislamiyet.com sitesinde ki yazıdan faydalanılarak hazırlanmıştır

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir