
Bu soruyu soran arkadaşların bazıları cidden bilmediklerinden, konu ile hiç alakaları olmadıklarından soruyorlar bazıları da var ki cevabını bildikleri halde insanların kalbine vesvese salmak için soruyorlar. Şimdi bu
sorunun cevabına yavaş yavaş geçelim. Daha önce mezheplerin nasıl ortaya çıktığını detaylıca anlattık, gerekli yazıları websitemizde bulabilirsiniz.
Burada uzun uzun anlatmayacağım sadece özet bir şekilde geçeceğim. Peygamberimizin Asr-ı Saâdetinde sahâbenin bir kısmı devamlı olarak Allah Resûlünün yanında kalıyor, Kur’ân’ı ve hadîsleri ezberliyor, onların mânâlarını iyice kavramaya çalışıyorlardı. Hazret-i Peygamber’in Kur’an’ın hükümlerini nasıl uyguladığını bizzat görüyor, âyetlerin iniş sebeblerini biliyorlardı.
Hz. Peygamber’in vefatından sonra, bu sahâbeler Mekke ve Medine dışına çıktılar, çeşitli İslâm memleketlerine gittiler. Bunlar, gittikleri yerlerde Hicaz’dakinden farklı örf ve âdetlere sâhip insanlarla karşılaştılar. Halk gelip dinî mes’eleleri kendilerine soruyor, onlar da o mes’ele hakkında Kur’an ve Sünnetin hükmünü bildiriyorlardı. Sorulan mes’ele hakkında Kur’an’da ve hadîste hüküm bulamazlarsa, o mes’elede ictihâd edip mes’eleyi açıklığa kavuşturuyorlardı. Sahâbe, gittikleri şehirlerde, hem hâkim, hem müftü, hem vali, hem muallim durumunda idiler. Bulundukları yerde âdeta birer ekol meydana getirmişlerdi. Birbirlerinden çok farklı yerlere dağıldıkları ve bilgi, zekâ ve kavrayış bakımından da aralarında farklar olduğu için, sorulan mes’eleler karşısında pek tabiî olarak farklı ictihadlar, ayrı görüş ve kanaatlar ortaya çıkabiliyordu.
Bir sahâbînin etrafında toplanan talebeleri, o sahâbînin kendisinden sonra da onun sistemi ve metodu doğrultusunda ictihad yapmaya, kapalı olan mes’eleleri çözmeye, cem’iyette yeni ortaya çıkan durumlara hükümler bulmağa çalıştılar. Bu çalışmalar neticesinde, zamanla fıkhî mezhebler teşekkül etmeye başladı. Bâzı mezhebler kendilerine fazla taraftar bulamadığı için, zaman içinde kaybolurken; bugünkü 4 büyük mezheb umumun teveccühünü kazanarak kuvvet buldu, yaygınlaştı ve günümüze kadar geldi.
ÖZETLE mezheplerin ortaya çıkış süreci böyledir. Aslında bu açıklamadan sonra “Peygamber Efendimizin mezhebi neydi?” sorusunu sormak bile saçmalık olur ama biz yine de açıklayalım. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) zamanında mezhep yoktu, çünkü mezhebe ihtiyaç yoktu. Sahabeler bilmedikleri meseleleri bizzat Peygamberimize danışır ve ondan öğrendiği gibi amel ederdi. Yani bir asır sonra dünyaya gelecek olan mezhep imamlarının vazifesini kendi asrında bizzat Peygamber Efendimiz icra etmiştir.
Mezhepler Peygamberimizin vefatından sonra ortaya çıkmıştır. Soru sormak için Peygamberimizi bulamayan Müslümanlar Efendimizin sünnetini ve Kur’an’ı çok iyi bilen müctehid âlimlere sorularını sormuşlar, bu âlimler de Kur’an ve sünnetten çıkardıkları cevapları ümmete ders vermişlerdir. Bu âlimlerin verdiği fetvalar da insanlar tarafından kabul görmüş ve neticede ümmet-i Muhammed Kur’an ve sünnetin fıkhi yönünü anlamada onları kendilerine rehber yapmıştır.
Demek Peygamberimiz zamanında mezhep yoktu, çünkü ihtiyaç yoktu. Herkes bizzat Peygamberimizin uygulamasını görerek taklit ediyor ve bilmediğini bizzat Efendimize sorarak öğreniyordu. Mezhepler Peygamberimizden sonra çıkmış ve Efendimizin uygulamalarını ümmete ders vermiştir.
Yani arkadaşlar özetle
“Peygamberimizin Mezhebi Neydi?” gibi bir soru sormak mantıksızlık olur.